Bugün o sarı hareyi gördüm yine karşımda. Ukela ukela tüm kasıntısıyla yayıyordu görkemli ışımalarını. Belli ki yeni avlarını sabırsızca bekliyordu.Tv deki görüntü yönetmenini çoktan kapmış olsa gerek ki,oda elindeki tüm imkanlarla o ışıltıları göz alıcı bir ışık şovuna dönüştürmek için elinden geleni yapmıştı. Sanki aramızda gerçekten bir savaş varmış gibi, o sarı hare herşeye inat saniyelerce kendi şovunu sergilemekten ve etrafındaki onu seçen ordusuyla güç gösterisi yapmaktan çekinmemişti. Dizi başka bir sahneye geçince bunu kendi hayal alemimde yarattığım mini bir senaryo olduğunu an geçmeden anladım.
O anın geçeli tam 6 gün olmuştu.Neredeyse 1 hafta...Belli ki yıllık iznine ayrılmış L. Ehh tabi düğün hazırlıkları,gelinlik,damatlık,birlikteliklerini kendi seçtikleri bir ritüelle kutlayacak olan yerin seçilmesi.Koşuşturmacalar... Masraflar... Anlayabiliyorum onu. En azından anlamaya çalışıyorum. Hayal ediyorum hep,ben onun yerinde olsam neler yapardım? Evet itiraf edeyim, yapacağım herşey biraz daha şaşalı ve göze batan cinsten olurdu ama temelde yapacaklarım onunkinden farksız olurdu. Umarım istedikleri herşey kusursuz devam eder...
Uzun süredir dolandığım kendi çevremden çıkıp, hiçbir tehlikeye aldırmadan başka bir yabancı bölgede gizli gizli dolaşmanın ardından devasa beyaz spot ışıkları beni birden yakaladı. Ve işte ben bu haldeyim. Şaşırmış,irkilmiş ve gözleri ışıktan kamaşmış... Muhafızların beni kolumdan kaldırdığı gibi yaka paça kendi bölgeme götürdükleri sırada bende o an yaşadıklarımdan yeni dersler,yeni anlamlar çıkarıyordum... Çok maceraperest olmamak gerekiyormuş meğer.Ya da yakalandığında 32 dişini birden gösterip sırıtabilecek kadar yüzsüz...
bu Deneyimim,uzun bir süre kanımın yüklü bir endorfin ile seyahat etmesine sebep olacağı gün geçtikçe belli olmaya başladı. Neyse ki teyzemin sözleri aklıma geldikçe kendimi biraz daha iyi hisseder gibi oluyorum.''Herşeyin ilki zordur şekerim,merak etme''...
Gün geçtikçe ister istemez olanlar hakkında daha çok kafa yorarken buluyorum kendimi. Daha çok kendi hissettiklerim hakkında...Gerçekten ne istediğimi mi anlamıştım?Yoksa hep verip veriştiğim,yaşadığı birkaç olumsuz olay yüzünden sevmekten ve inanmaktan korkan insanlar grubuna bende mi dahil olmuştum. Gerçek ne olursa olsun benim ona böyle kısıtlı bir yaşam vaad etmediğim kesindi. O anlasa da anlamasa da ben ona sonsuz,özgür ve yaşam dolu bir hayat vaad etmiştim hep. Çevresindeki herkes tekliflerini kapalı bir zarf eşliğinde sundu. Ve ihaleyi biri kazandı.Kazanan herkesin önünde duyurulunca benimde kazanan olmadığım böylelikle belli olmuş oldu. Bakalım birdahaki sefere teklif götüren tarafı mı ?,tekliflere açık olan tarafı mı oynayacağım ? Yoksa bu platformu sonsuza dek terk mi edeceğim? Bekleyip göreceğiz...
''hic kimse iki kisi arasindan mutlu olabilecegi kisiyi dogru tahmin edemeyecek kadar aptal degildir.
Ey sen secilmemis tarafta bulunan ölümlü fani,bu yuzden bu dusunceyi birakip kendini avutacak baska bir masal bulsan iyi edersin..''
Sanırım şimdilik en mantıklısı bu düşünceme sahip çıkarak,kendim ile ilgili başka masalları oynamaya devam etmek...
Ahh az kalsın unutuyordum:Sen şovuna devam et sarı halkacık,ben şimdilik seni keyifle izlemekle yetineceğim. Sana yeni kurbanlar avlamakta başarılar. Ama unutma ki,her kuşun eti de yenmez...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder