2 Temmuz 2018 Pazartesi

0-1

Hani bazı anlar vardır, oturup dersin ki ''hayatımın köşe taşlarından birindeymiş gibi hissediyorum''. İşte İnsanoğlu olarak hepimiz şuan böyle bir sürecin içindeyiz. Dünya çok etkili enerjisel bir dönüşüm içinde. Gökyüzünde çok büyük şarj-deşarj etkileşimi mevcut. Bunların hepsi ''yeni dünya''nın gelişini haber veren ayak izleri. Evrensel yasalardan biri olan yeni'nin inşaası için eskinin yerle bir edilmesinden başka bir şey değil aslında içinde bulunduğun durum. Bunu yaşıyorsun, çünkü ruhun içten içe kendini deneyimlemek, kendi varoluşunu görmek ve bunun farkına varmak için yanıp tutuşmakta. Derin bir ezoterik boyutta içten içe bunu hissettiğin için kabına sığamayan ruhun eskiye ait her şeyi yakıp yıkmakta şuan. Tutunduğun, güvendiğin, sırtını yasladığın ne varsa birer birer yıkılmakta, yok olmakta. Çünkü Öz'ün biliyor ki bunları yok etmeden 'yeni sen'e yer yok, kendi potansiyelini keşfetmek ve bunu açmak için tek yol onlar olmadan yaşayamayacağını hayal ettiğin ne varsa birer birer elinden kayıp gitmesi, taa ki geriye bir tek sen kalana dek... İşte yaşamının her alanına giren her balyoz darbesinin sebebi bu. Seni eskinin paslanmış prangalarından, duvarlarından azat etmek ve ruhunun özgürce yeni sen'e doğru kanat çırpmasını sağlamak. Bunu deneyimlemek, fark etmek ve takdir etmek...
Kendin dışında güvenebileceğin, tutunabileceğin hiçbir gerçeklik yok. Sen dışında başka bir dünya yok: İşte 2018'den itibaren evrenin sana vermek istediği en büyük mesaj bu. Gökyüzü sana bunu öğretmeye bir nevi kendisine görev edinmiş vaziyette. Satürn Oğlak Burcu'na geçerek bu zamana kadar başka insanlar için, başka yaşamlar için, başka ilüzyonlar için, korkuların, güvensizliğin, konfor arayışın için kendini gözden çıkarmana artık dur demekte, ''Yaşamının, Kendinin ve Eylemlerinin Sorumluluklarını'' alman için seni zorlamakta ve sıkıştırmakta. Bu zamana kadar senden o kadar çok ödün verdin ki, Öz'ünde sene ait hiçbir şey kalmadı... Dışarıya verdiğin onca sene rağmen kendini o kadar hiç gibi hissettin ki, işte yaşam sana asıl vermen, sahip olduğun ne varsa akıtman gerekenin yalnızca Öz'ün olduğu gerçeğini sana hatırlatmak için artık çok daha kararlı. Bunu ertesi sabaha uyanmak için geceden kurduğun bir alarm gibi düşün, ''alarm'' artık çalmaya başladı ve sen uyanana dek susmak bilmeyecek...
Uranüs Boğa Burcuna geçerek bu yeni dünya'nın  inşaasına büyük öncülük etmekte.  Hepimiz artık ''değişmeyen tek şey değişimin kendisidir'' klişesini hayatımızın her alanında deneyimlemeye ve daha çok bu gerçekle yüzleşmeye başladık. Ani bitişler ve başlangıçlar senin varoluşundan beri yanıp tutuştuğun kendi özgünlüğünü ve inanmayı vazgeçmekten unuttuğun düşlerini gerçekleştirmek için yeni sen'in inşaası için bahşedilen hediyeden başka bir şey değil. Bunu fark etmeyip buna direnmek, isyan etmek demek; ilüzyonun içinde kaybolmak ve sürecin tekrar başa sarması demek, ta ki sen farkındalığa erişene dek, ta ki sen o alarmı duyup kapatma düğmesine basana dek...
Masanın 3. ayağı Jüpiterin akrep burcuna geçişi ile tamamlanmakta. Akrep burcu astrolojide ''anka kuşu'' demektir. Bitmek-Başlamak, ölüp küllerinden yeniden doğmak demektir. Madde ötesi sen demektir. Kısacası yaşamın ve senin Öz'ü ve doğası demektir. Bu süreçte Jüpiterdeki yolculuğunda senin odaklandığın ne varsa büyüterek, kaçtığın ne varsa önüne getirerek ve ittiğin ne varsa daha çok çekerek sana muazzam bir ayna görevi; Dengede ve akışta kalıp, varoluşunun farkına varmaya özen gösterenler ve bu yolda yürüyenler için de cennetlerini deneyimlemelerini sağlayan büyük bir armağan görevi görmekte. Direnenler ve kaçmayı seçenler için ise cennetlerine uzanan yolda cehennem deneyimi yaşatmakta. Sobanın sıcak olduğunu bile bile yanan sobaya elini değdiren birinin elini yakması gibi her birimiz düşünce, söz ve eylemlerimizin evrensel sonuçlarını deneyimlemekteyiz. Yaşamınız ve kendiniz hakkında yolunda gitmeyen durumlar varsa dönüp bakmanız gereken ilk şey kendi içiniz ve dürüstlüğünüz. Anlamayı seçen ve bu konuda kalben gönüllü olan herkese attığı bir adıma karşılık fazlası ile karşılık verilmekte. Dışarıdan kendine doğru attığın bir adım ezoterik anlamda kendi içine attığın binlerce adıma eş değer ve kendi gerçekliğine her yakınlaşman evrensel gerçekliğe yakınlaşman ile eş değer.
Yaşam 0-1 prensibinden ibaret. 1'i eksiltmeden 0'a varamazsın, 0'a gelmeden 1'i yaratamazsın. 0'ı deneyimlemeden 1'i fark edemezsin. İzin verin yaşam gerçek olmayan tüm 1'lerinizi yıkıp geçsin, yıkıp geçsin ki elinizdeki 0'larla size ait yepyeni 1'ler yaratabilesiniz, deneyimleyebilesiniz; daha sonra geriye dönüp baktığınızda kucaklayıp huşu duyabileceğiniz... Yılın 2. yarısından itibaren daha da barizleşecek olan ve aslında hepimizin deneyimlediği, deneyimliyor olduğu ve deneyimleyeceği de işte tam olarak bu.
Kendi'nizle kalın,
MoB.

1 yorum: